Karışık İmzalar


Yasemin, büyük bir reklam ajansında çalışan hırslı ve başarılı bir kreatif direktördü. İş hayatındaki kontrol tutkusu, özel hayatında da kendini gösteriyordu. Onunla çalışan herkes, kararlılığı ve disiplinine hayrandı. Ancak kimse onun içinde sakladığı özgür ruhu ve derin arzularını bilmiyordu.
Bir gün, çalıştığı ajansa bir ressamla işbirliği yapmak için bir proje geldi. Ressamın adı, Deniz’ti. Sanat dünyasında tanınan ve eserlerine yoğun bir tutku katan biri olarak biliniyordu. Deniz’in atölyesine gitmek Yasemin’in göreviydi.
Atölyeye girdiği anda karşılaştığı manzara, Yasemin’i bir an duraklattı. Duvarlarda devasa tuvaller, karışık renkler ve çarpıcı figürlerle doluydu. Ama asıl dikkatini çeken, atölyenin tam ortasındaki bir tabloydu. Kadın ve erkek figürleri, yoğun bir tutku içinde resmedilmişti. Deniz, tablonun yanında duruyordu; beyaz gömleği sıyrılmış, elleri boya içindeydi.
“Hoş geldiniz, Yasemin Hanım,” dedi Deniz, yüzünde hafif bir gülümsemeyle. “Sizi burada görmek beni mutlu etti.”
Deniz’in derin bakışları, Yasemin’in gözlerini tablodan ayıramamasına sebep olmuştu. “Bu tablo, biraz… fazla yoğun değil mi?” diye sordu Yasemin, sesi hafif titreyerek.
“Sanat, hayat gibi,” dedi Deniz, ona yaklaşarak. “Hissedemiyorsanız, yaşıyor musunuz demektir?”
Bu sözler, Yasemin’in içine işledi. Deniz’in ellerindeki boya, tablonun sıcak renkleri ve atölyedeki hafif tütsü kokusu, Yasemin’i garip bir şekilde etkiliyordu. Ama bu etkilenmenin altında başka bir anlam olduğunu seziyordu…. Haberin devamını okumak için sonraki sayfaya geçiniz…