Geceyi Uyandıran Dokunuş
Melis, işyerinin yoğun temposundan bunalmış, birkaç günlüğüne uzaklaşmak için bir arkadaşının önerisiyle deniz kenarındaki bir tatil beldesine gitmeye karar verdi. İlk akşam, denizin sesi eşliğinde sahilde yürürken, tanımadığı bir adamla göz göze geldi. Adam, adı Baran’dı. Gözlerindeki derinlik ve sakinliği Melis’i çekmişti. Birkaç dakika boyunca birbirlerine bakarak bir bağ kurmuşlardı.
O akşam, Melis ve Baran, tesadüfen aynı restoranda karşılaştılar. Baran, Melis’in etrafındaki gizemi ve zarafeti hemen fark etti. Onunla sohbet ederken, Melis’in gözlerinden bir çekim hissetti, ama bu his sadece fiziksel bir çekim değildi. Sanki her dokunuş, her söz, her bakış bir sırrı açığa çıkarıyordu. Yavaşça, elleri Melis’in masaya yakın olan elini dokundu, parmakları birbirine kayarak kısa bir temasta buluştu. Melis, bir anlık tedirginlik hissetti ama sonra rahatladı. Baran, ne yaptığını çok iyi biliyordu, ve o an, her şeyin normal olduğu hissi Melis’i sarmıştı.
Akşam ilerledikçe, her şey yavaşça daha yakın hale geliyordu. Baran’ın parmakları, Melis’in bileğine doğru kayarken, her hareketinde içindeki arzunun derinleştiğini hissediyordu. Baran, bir an durarak gözlerine bakıp “Bunu istiyor musun?” diye sordu. Melis’in kalbi hızla atıyordu. Her şeyin ötesinde, bir anlık karar vermek, içindeki tüm duyguları çözmek gibi hissetti. Sonunda Melis, başını sallayarak onay verdi… Devamını okumak için sonraki sayfaya geçiniz…
Bir yanıt yazın